23 Nisan 2010

Con İsimli Klasör

Bu blog'da bu konu:Popülerite özlemi gibi geldi bana.
XP de con isimli klasör oluşturamıyoruz.
Hoş...Oluştursak ne olacak?
İçine ne koyacağız? şöyle
Cevabı merak edenler için:

Con nedir?
Windowsta hiç bir dosyanın adını con koyamıyoruz yeni (metin belgesi, exel dosyası vb..) Ayrıca Windows’ta com1 ve lpt1 isimli bir klasör de oluşturamayız. Bunun sebebi bu kelimenin bir komut olmasıdır ve bu isimde klasör veya dosya oluşturulması durumunda işletim sisteminin işleyişini aksatabileceğindendir.
Con’un açılımı console’dur ve amacı konsol (MS-DOS)’dan yazılan metinleri bir dosyaya kaydetmektir. Örnek kullanımı da aşağıdaki gibidir.:
Başlat>Çalıştır>”cmd”
Siyah ekran açıldıktan sonra o an bulunduğunuz dizinde “copy con a.txt” Enter dediğiniz zaman dosyanın içeriğini konsola yazmaya başlarsınız. Daha sonra içeriği bitirdiğinizde Ctrl+Z (^Z çıkacaktır) Enter’a bastığınızda “1 file(s) copied.” ya da “1 dosya kopyalandı.” uyarısını görürsünüz. Daha sonra o dizine baktığınızda a.txt’nin içeriğinin aynen konsolda yazdıklarınız gibi olduğunu göreceksiniz.
Tartışmalar yaratan bu komutun açıklaması bu kadar basit. Herhangi bir elementi temsil etmiyor, herhangi özel bir amacı yok. Sadece bir komut. Diğer herşey yalan.
Con klasörü yaratma:
Windows XP’de “mkdir c:\con” veya “md c:\con” komutları ile bu dizin oluşturulabiliyordu fakat Windows 7 ve Vista’da bu da engellenmiştir. Sadece mkdir \\.\c:\con komutu ile böyle bir klasör oluşturabilirsiniz.
Klavyeyi Rusça’ya çevirip “c” ondan sonra türkçeye çevirip “on” yazma taktiği geçersizdir çünkü rusçadaki c aslında c değil s harfidir.
Windows 98′de böyle bir dosyayı yaratmak bilgisayarın kilitlenmesine sebep olmaktaydı. Bilginize…
Con ile ilgili efsaneler/rivayetler
Contorium Efsanesi
Contorium=Con+Toryum simgesi con, atom numarası 90, kütle numarası 367,4. Bu rekor bi radyoaktivite dünyada sadece İstanbul boğazının diplerinde tespit edildi. Bu made olağan üstü enerji vermekte ve çok ucuza mal edilen bi elementtir. Türkiye aslında çok zengin ve fakir bi ülke. Niye Araplar İstanbul boğazının etrafını çeviren yalıları kapış kapış aldılar ve orya Türkler’in girmesini yasakladılar? Amerika’da buna dahil İstanbul’un her bir köşesine binalar dikyor. Contorium isimli dosyanın açılmamasının sebebi consele’un kısaltması olduğuna dair MOSSAD ve CIA güdümlü açıklamalar var. Bunu araştırmak isteyen bilim adamları susturuldu. Periyodik cetvelin kurucusu Dimitri Mendeleyev’in 90 numaralı yeri boş bırakması için Rus hükümetince baskı gördüğü fakat onun ancak günümüzde sebebi anlaşılabilen bir cinlikle oraya Toryum’u yerleştirip ileride bu elementle ilgili araştırma yapılabilmesi için geleceye ışık tutuğunu göryoruz. İşte sebep. Toryum; Atom numarası 90, atom ağırlığı yaklaşık 232 g/mol olan, 11,7 g/mL yoğunluğunda, 1700 °C de eriyen, kurşun renginde, havada bozulmaz, atom enerjisi kaynağı olarak kullanılan radyoaktif bir element. Kısaltması Th. Türkiye’de Manisa-Gördes’te çıkarılır. Şimdi Türkiye haritasını periyodik cetvel gibi düşünüp Manisa-Gördes’ten 364,7Km (Contorium kütle numarası) kuzeye gidince nereye varıyoruz cevabı belli tabiki, İstanbul boğazı. Bu açıklama savuşturulmuştur.
Con con Bil Gates Efsanesi
Microsoft’u yaratan kişi Bill Gates‘e küçüklüğünde arkadaşları hep con diye seslenirlermiş ve Bill Gates’de bu isimden nefret etmiş onun için Windows işletim sistemini tasarlarken con isminde bi dosya açılmasını yasaklamış.


Alıntıdır.
Benimki kaç santim öğrendim: http://bit.ly/i9jg9g, seninki kaç santim?

22 Nisan 2010

Karışık Duygular Günü

Yoğun bir iş günü içindeydik...
İş dışı işler müdürü olarak, araya daha önce hiç denemediğim bir iş almış olmanın heycanını yaşamaktaydım.

İş Akım Şeması
1:Bursastore'dan Celtic tipi forma alınacak.
2:Sönmez'e gidilip arkasına "33 Ozan İpek" yazdırılacak.
3:Saat 4'te Özlüce tesislerinde antrenman öncesi Ozan İpek'e hediye amaçlı imzalatılacak.

Birinci işlem için stada gidilir.Araba uygun bir yere çekilir.Bursastore'dan forma beğenilir.Görülür ki genç kızlar sevgililerine hediye almak için Bursaspor parfümü falan alıyorlar.Cardfinans'çılar Bursaspor kartı satmak için orayı mesken tutmuşlar.Beklenen teklif [size de kart gönderelim(sanki hayrına gönderiyorlar)] geldi ama profesyonel bir hamle ve kıvraklıkla geri çevirdim.Hemen oradan uzaklaştım.

İkinci işlem için Heykel'e gidilir.Bu sefer saati 4 TL olan Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin güzide kaldırımlarından Sönmez İş Sarayı'na en yakın olanına park edilir.(Buraya daha önce polis araba çektirmez ve başında beklerdi.Şimdi de bekliyor ama çekilen arabaları gözetmek için...)
Baskı siparişi verilip 1 saat beklemek üzere Sömez'deki Erdal Abi'nin dükkanında zaman geçirilir.
-
Erdal Abi'nin dükkanı ayrı bir hikayenin konusu aslında...Her yer kitap olmuş.Raflara sığmamış, rafların önüne dizilmiş.O da olmamış, dükkanın içine koridorlar yapılmış.Dükkanın kapı girişi kitaplardan iki sütun olmuş.Bakmış ki olmayacak, bir dükkan daha tutup depo yapmış.Allah yerini dar etsin Erdal Abi dileklerimle bir çayını içtim.Nerede ne var biliyorum diyor.Gidip görmenizi tavsiye ederim bu şirin dükkanı.Mutlaka aradığınız şeyi bulursunuz.Hatta eskiyi getir yeniyi götür tadında da değerlendirebilirsiniz kitaplarınızı...


Üçüncü işlem için baskısı hazır olan forma alınıp Özlüce'ye gidilir, forma imzalatılır.Görev tamamlanır.

Bugün için önemli kısım çok uzun bir süredir Sönmez'e gitmemiş olmamdı.Öncelikle burası Bursa'nın modern anlamda en eski alışveriş merkezidir.Annemle gittiğimiz zamanlarda sırf yürüyen merdivene binebilmek için annemle gitmeye razı olduğumu hatırlıyorum.Çoğu zaman merdivenler çalışmaz, ben yine de normal merdivenden çıkmak varken yürüyemeyen merdivenlerden çıkartırdım annemi zorla...

Bugün de tam öyle oldu, yürüyemeyen merdivenlerden çıkmayı tercih ettim.Sanırım artık çalıştırma ihtiyacı duymuyorlar.Vakit geçirme çabası içindeki biri olarak ağır ağır gezerken bir an durdum.Ayaklarım daha fazla gitmedi.Buraya gelmeyeli 15 sene olmuş, sonradan hesapladım.Tüylerim diken diken oldu.Burası Deniz Kızı akvaryum galerisi.Ortaokul hazırlık sınıfındayken, cuma günleri okul çıkışında buraya gelir balıklara bakardık.O dönem birlikte gittiğimiz arkadaşım balık satın alır ben de izlerdim.Çünkü ben ilk akvaryumumu 3 sene sonra alacaktım.

Ama bugün, Sönmez'in alt katındayım.Deniz Kızı Akvaryum Galerisi'nin önündeyim.Dizlerim kilitlenmiş, bir yere gidemiyorum.İçeriye bakıyorum.15 sene öncesine dönüyorum.Şimdi rafların 3. katına bile erişebilirken, o eski halim geldi gözlerimin önüne, rafın 2. katındaki balıkları zor izleyebilen...Belli ki dükkanın içinde değişen hiçbir şey yok, yaşlanan sahibi dışında.Dışarıda bir yazı var:"Satılık Akvaryum Galerisi"


-Yakından bak, bilet kesmiyoruz...
Davet edilemeden eve giremeyen vampirler gibi hissediyorum.Hayırlı işler dileklerimle başlıyorum anlatmaya heyecanlı heyecanlı.İşte biz küçükken arkadaşımla gelirdik de, 15 sene oldu gelmeyeli, birden görünce çok heyecanlandım da falan filan...
-Ama devrediyorsunuz galiba...
-Yaş 66 oldu.Genç bir arkadaşımıza devrederiz inşallah.Oturup buradan satış yapar.kurulu düzen...

Hayırlısı olsun, Allah hayırlı işler versin dileklerimle ayrıldım.5-6 adım atıp geri döndüm,biraz daha baktım ama bu kez O'nu rahatsız etmemek için beni göremeyeceği bir yerden.Dayanamadım fotoğrafını çekmek için izin istedim.İyi ki de yapmışım.









Benimki kaç santim öğrendim: http://bit.ly/i9jg9g, seninki kaç santim?