18 Ekim 2009

Canayakın

















Bursa bit pazarında difüze bir sabah...

Güneş, bulutlar arasından kendini "cee" diye gösterip kaçarken, sırtımıza düşen yağmurun soğuk etkisini arada bir silen tavrıyla bizi bir üşütüp bir ısıtıyor bu sabah.

Ortalık çarçamur..."Şuraya otur" diyor annesi ama oturacak her yer ya ıslak ya çamurlu.Babası gelecek az sonra Canayakın'ın.Fren cıyklamasıyla karışık gelen çarpma sesi, babası dahil herkesin dikkatini oraya çekiyor.
"Canayakın mı adı?" diye soruyorum annesine, konuya girmekte aceleci tavrımla.Az sonra babası geldiğinde karısını çocuğunu fotoğraflayan birine vereceği tepki ne olur bilinmez.Üstelik her zaman sorulan soruya yine doğru cevap verdim.
-Hayır, değilim gazeteci.
-Hee, öylesine...
-Evet, öylesine.

Küçük bir izin isteme.Ardından ısınma turları.
-Güzel çek oğlumu abisi, yakışıklı çek Canayakın'ımı.Haftaya da getir bir resmini abisi.
Babası dönmeden uzaklaşıyorum o tezgahtan.


























Benimki kaç santim öğrendim: http://bit.ly/i9jg9g, seninki kaç santim?

0 yorum:

Yorum Gönder